Sınavlara az bir süre kala, öğrencilerin heyecanı gittikçe artıyor. Heyecanın doruğa ulaştığı an ise sınavın hemen öncesi ve son dakikalar. Korku, stres, kaygı heyecanı artıran faktörlerin başında geliyor. Rehberlik uzmanı Yasin Barış Seven, heyecanın başlıca nedeninin belirsizlik olduğunu belirtiyor. Seven, belirsizlikle birlikte ortaya çıkan heyecanın nedenlerini şöyle sıralıyor: “Sınav karakterleriyle ilgili her şeyi biliyor musun? Sınava girebilmek için gerekli prosedürü tamamladın mı? Evrakların, araç gereçlerin hazır mı? Hangi derslerden kaç soru geliyor, sorular hakkında bilgin var mı? Soruları çözmeye nereden başlayacaksın?” Seven, heyecanın bir diğer nedeninin ise sürprizle karşılaşma endişesi olduğunu söylüyor. Bir başka neden ise kendine güvenememe.
Sınavın kendisi kaygı yapmaz Seven, kaygının bir dereceye kadar yararlı olduğunu; ancak aşırı şekilde ise zararlı olduğunu da ifade ediyor. Aşırı kaygıyla başa çıkmak için zihinsel ve bedensel düzeyde çaba gerektiğini kaydeden Tobi, “Bunun için nefes egzersizi, fizik egzersizi ve düşünce biçiminin düzenlenmesi gerekir. Kaygıyı kontrol edebilmek için bedeni kontrol etmek, bedeni kontrol edebilmek için de nefes almayı kontrol ederek doğru nefes almak gerekir.” dedi. Seven, öğrencileri heyecanlandıran ve kaygıya sürükleyenin sınavın kendisinin değil, sınava yüklenen “Kazanamazsam mahvolurum, insan içine çıkamam. Bu son şansım.” gibi yaklaşımlar olduğunu kaydetti. Seven, sınava ikinci kez girenlerin sınavla ilgili düşüncelerini sağlıklı hale getirmeleri gerektiğini ifade etti.