Sözcüklerin cümlede yanlış kullanımı farklı biçimlerde ortaya çıkar. Anlamları yakın sözcükler birbiriyle karıştırılır, sözcüklere yanlış anlamlar yüklenir; bazen de olumlu anlam taşıyan sözcükler olumsuz durumlarda ya da olumsuz anlam taşıyan sözcükler olumlu durumlarda kullanılır.
Yanlış sözcük kullanımı ile ilgili anlatım bozukluklarını üç başlıkta ele alacağız.
1.BİRBİRİYLE KARIŞTIRILAN SÖZCÜKLER
Söylenişleri ya da anlamları birbirine yakın olan sözcükler kimi zaman yanlışlıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Bu durum anlatım bozukluğuna yol açmaktadır.
Birbiriyle karıştırılan sözcüklere birkaç örnek sıralayalım.
Yoksul-yoksun, ayrı-ayrım, son-sonuç, bağlı-bağımlı, yakın-yaklaşık, deyim-terim-deyiş, indirmek-indirgemek, ilgili-ilişkin, özel-özgü, öğretim-öğrenim, çekim-ser-çekingen, etkin-etken, karşın-karşılık, azımsamak-küçümsemek, ücret-para, Uyum – uygunluk, ayrım – ayrıntı…
“Bütün iyi niyetimize ve çabalarımıza karşılık bazı kusurlarımız olmuş olabilir.” "Karşılık" yerine "karşın" kullanılmalıydı.
“Düzenli çalışmasına karşın istediği bölümü kazandı.”Bu cümlede de "karşın" sözcüğü yanlış kullanılmıştır.
“Avni Bey çok özverili bir insan, başka bir deyimle yorulmak nedir bilmeyen biri.” "Deyimle" sözcüğünün yerine "deyişle" kullanılmalıydı.
* * "Etkin" ve "etken" birbiriyle sıkça karıştırılan iki sözcüktür.
“Dünyanın bazı bölgelerinde hâlâ etken durumda olan yanardağlar var.” "Etken" yanlış kullanılmıştır, doğrusu "etkin"dir.
“Bu iki bölgenin konuşmaları arasında hiçbir ayrılık yok”. Bu cümledeki "ayrılık"ın yerine "ayrım" ya da "fark" kullanılmalıydı.
“Topraklar verimli olmadığı için bu bölgede yaşayan insanlar oldukça yoksundur.” Bu cümlede "yoksul" kullanılması gerekirken "yoksun" kullanılmıştır. "Yoksun", "mahrum" sözcüğünün anlamını karşılar.
“Matbaadan yeni çıkmış kitabın kendine özel bir kokusu vardır.” Bu cümledeki "kendine özel" kullanımı doğru değildir; "özel" yerine, "özgü" kullanılmalıdır.
“Geçen hafta aldığı kitabın ücretini hâlâ ödemedi.” "Ücret" bir emeğe karşılık olarak verilen paradır. Bu cümlede "ücret" sözcüğü yanlış kullanılmıştır. "Ücret" yerine para kullanılmalıydı.
"Bu büyük insan, yaşantısının son yıllarında çok sıkıntı çekti." "Yaşantı"; "yaşamın bir bölümü, yaşanılan bir an"dır, "yaşantı"nın bu cümlede kullanılması doğru değildir. Bu cümlede "yaşantı" yerine "hayat" sözcüğünün anlamını karşılayan "yaşam" kullanılmalıydı.
"Bu tarihi kentin dört tarafı surlarla kaplı." Bu cümlede "kaplı" sözcüğü kullanılmamalıdır. "Kaplı" yerine "çevrili" dense anlatım düzelir.
"Türkçede "iğneyle kuyu kazmak" biçiminde bir deyiş vardır." "iğneyle kuyu kazmak" deyiş değil, bir deyimdir. "Deyiş" sözcüğünün anlamı "üslup, ifade"dir. "Deyim" yerine "deyiş" kullanılması yanlıştır.
Günlük konuşmalarda sık sık "başka bir deyimle" sözü kullanılmaktadır. Bu kullanım da yanlıştır; "başka bir deyişle (ifadeyle)" biçimi kullanılmalıdır.
"Bu yıl sınav sorularının geçmiş yıllara göre kolay olacağını öngörüyorum." Bu cümlede "öngörmek" fiili kullanılmaz. "Öngörmek" ilerisi için kararlaştırmak, göz önünde tutmaktır. Soruları hazırlamayan birinin, görmediği sorularla ilgili öngörüsü olamaz; bu kişi ancak "tahmin ediyorum, bekliyorum." diyebilir.
"Konutlarımız havaalanına 20 kilometre yakınlıktadır." "Yakınlık" sözcüğünün "mesafe, uzaklık" yerine kullanılması yanlıştır. "Uzaklık" sözcüğünün "uzak"ı çağrıştıracağı endişesiyle böyle bir kullanım benimsenmektedir.
"Aldığı gömleğin ücretini ödemeden mağazadan çıktı." "Gömleğin ücreti" değil, "gömleğin parası" ödenir. "Ücret" bir emeğe karşılık verilen paradır. Eşya taşıyan birine ücret ödenir.
Örnek Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Bu çarşının en eski, en tanınmış esnafı benim.
B) Bu kitabında yazar, başkalarından duyduklarını değil, yalnızca gördüklerini anlatıyor.
C) Yetersiz kalan ilgi yoksunluğundan bu sanat unutulmuş,
D) Bu aileden birçok çalışkan ve başarılı insan çıkmış.
E) Bu kitabı okursan, bilmediklerini öğrenir, unuttuklarını anımsarsın.
(2004)
Yanıt: C
Örnek Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Hava kirliliğine karşı çeşitli önlemler alınabilir.
B) Çevre sorunlarıyla ilgili toplantılar yapılmalıdır.
C) Bu gaz, havada yoğun oranda bulunur.
D) Akarsularımız sanayi atıklarıyla kirleniyor.
E) Gençler, doğanın korunması konusunda bilinçleniyor.
(1999/ÖSS)
Yanıt: C
2. OLUMLU – OLUMSUZ DURUMLAR
Olumlu anlam taşıyan bir sözcük olumsuz bir durumda ya da olumsuzluk içeren bir sözcük olumlu bir durumda kullanılmaz.
Olumsuz anlam içeren bir sözcük olumlu durumda ya da olumlu anlam içeren sözcük olumsuz durumda kullanılacak olursa anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
* * "Sağlamak" fiili olumlu bir anlam, sahip olma anlamı taşır. "Başarı sağlamak" kullanımı doğrudur.
“Böyle davranırsan, sadece babanın para kaybetmesini sağlarsın.” Bu cümlede "sağlamak" fiilinin kullanılması doğru değildir.
“Grip aşısı olması yüzünden kışı çok rahat geçirdi.” "Olması yüzünden" sözündeki "yüzünden" yanlış kullanılmıştır, "olduğu için" denilmeli.
“Bu sonucun ortaya çıkmasında herkesin katkısı var; hepiniz suçlusunuz.” "Katkı" sözcüğü olumlu durumlarda kullanılır.
* * "Sağlamak, elde etmek, katkıda bulunmak, kazanmak, almak, şans, sayesinde..." gibi sözcükler olumlu durumlarda kullanılır. "Yol açmak, neden olmak, yüzünden..." gibi sözcükler ise olumsuz durumlarda kullanılır.
“Bu şekilde düzenli çalışmanız, netlerinizin artmasına neden olur.”
“Takımımız, turnuvanın son gününde bir yenilgi daha aldı.” "Yenilgi" alınmaz, "yenilgiye uğranılır, mağlup olunur."
"Bu adam, sizin başınıza daha çok işler sağlar." Bu cümlede "sağlamak" fiilinin kullanılması doğru değildir.
"Her konuda dürüst davranması yüzünden işyerindeki herkes Bülent'i seviyordu." "Davranması yüzünden" sözündeki "yüzünden" yanlış kullanılmıştır, "davrandığı için" denilmeli.
"Onun çabaları işi kısa sürede bitirmemize yol açtı."
"Bu hastalıkların tümü, sağlığına dikkat etmemesi sayesinde ortaya çıktı."
"Bugün iyi para kazanıyorsa, bu, sadece kişisel becerisi yüzünden."
3. ÖZCÜKLERİN ANLAMINA UYGUN KULLANILMAMASI
Her sözcüğün kullanılabileceği bir anlam alanı vardır, insan için kullanılan bir fiili hayvanlar için kullanmak, soyut anlam taşıyan bir sözcüğü somut durumlar için kullanmak sözcüklere taşıyamayacakları anlamlar yüklenmesidir.
* * "Gerçekleşmek" fiili hayallerinin gerçekleşmesi için kullanılırsa doğrudur.
“Sabaha karşı bir patlama gerçekleşti.”
“Deprem gece yarısı gerçekleşti.”
“Soygunu gerçekleştirdiler.” cümlelerinde geçen "gerçekleşmek" fiili yanlış kullanılmıştır.
"Boğaziçi'ni kazanarak önemli hedeflerinden birini gerçekleştirdi." cümlesindeki kullanımı doğrudur. Ancak;
"Lojmandaki patlama sabah 7.30'da gerçekleşti."
"Bu kaza ne zaman gerçekleşmiş?"
"Soygunu güpegündüz gerçekleştirdiler." cümlelerinde geçen "gerçekleşmek" fiili yanlış kullanılmıştır.
“Kendisinin bir suçu olmadığını savunuyor.” Bu cümlede "savunmak" fiilinin kullanılması yanlıştır, "iddia etmek" ya da "ileri sürmek" kullanılmalıydı.
“Çocuğun çizdiği resim kesinlikle çok güzel olmuş.” "Kesinlikle" sözcüğünün anlamı "mutlaka, katiyen"dir. Bu cümlede kesinlikle yerine gerçekten kullanılmalıdır.
“Gerçekten keyifli bir program hazırlamışlar.” Bu cümlede "keyifli" yerine "zevkli" sözcüğü kullanılmalıydı.
Aşağıdaki cümlelerde anlamına uygun kullanılmayan sözcükler vardır:
“Tırnakları bir haftada büyüyor.”
“Bıçağı adamın karnına batırmış.” ... bıçağı saplamış, olmalıydı.
“Bahçeye çam fidanları ektik.”
“Bu bölgeye yakında telefon hattı döşenecek.” Telefon hattı çekilir, döşenmez.
“Bu küçük kasaba İstanbul’a 10 dakika yakınlıktadır.”
"Bu sudan ne kadar içseniz doyamıyorsunuz." "Doymak" fiili yenilen şeyler için kullanılır; su için "kanmak" fiili kullanılır.
"Moda olayı beni pek ilgilendirmez." "Olay" sözcüğü yanlış kullanılmıştır; yerine, "konusu" sözcüğü kullanılabilirdi.
"Küçüğün saçları çok büyümüş." Saç için "büyümek" fiili kullanılmaz.
"Seçtiğimiz şarkıları sizin beğeninize sunuyoruz." "Beğeni" sözcüğünün karşılığı "zevk"tir; bu cümlede "beğeni" yerine "zevk" kullanılamaz. "Beğeni" yerine "takdir", "takdirinize" kullanılmalıydı.
Örnek Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Sanayide gelişmiş ülkelerde, bu tür sorunlar hızla çözülüyor.
B) Düzenlenen toplantı ve törenlerde bütün öğrenciler görev alıyor.
C) Bu konuda yapılan açıklamaların anlaşılmayacak bir yanı bulunmuyor.
D) Kurumda çalışanların başarısının, bu koşullara bağlı olduğu düşünülüyor.
E) Teknoloji ne kadar artarsa da el emeğinin önemi azalmıyor.
(2002)
Yanıt: E
Örnek Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Zarftan bir mektup, bir de fotoğraf çıktı.
B) Ondan böyle bir yalanlama olayı beklemiyordum.
C) Kendimi bildim bileli bu mahallede, bu evde oturuyoruz.
D) Toplantımıza katılarak bizlere destek olan dostlarımıza yürekten teşekkür ederiz.
E) Evimize taşındık, yavaş yavaş yerleşmeye çalışıyoruz.
(2004)